ALAÇATI


Ben bir Alaçatı'lı olarak son dönemlerde meşhur olan Alaçatı'mızı size birde tarihçesini bilmeniz için yazıyorum. Eskiden sadece göçmenlerin ve yerlilerin taş evlerle yaşadığı ve tarım, hayvancılık ile geçim sağladığı yer simdi ünlülerden geçilmiyor.

Alaçatı hiç bilinmez iken bu hale getiren kişi "Leyla Figen" dir. Leyla Figen İstanbul'dan Çeşme'ye bir proje için gelmiş ve gezmek amaçlı Alaçatı'ya gitmiş.Alaçatı'ya adım attığından itibaren Alaçatı'nın taş evlerine, yapısına hayran kalıp, ileride çok güzelleştirilebileceğini ve ileri odaklı biryer olduğunu görüp bir kafe açmış. Onun sayesinde Alaçatı yavaş yavaş duyulmuş. Leyla hanım kanserden vefat edince Nurtekin hanım idareyi ele almış ve Alaçatı bu halini almıstır.

Alaçatı'nın Tarihçesi

16 y.y'da Anadolu'nun dış ticaret kapısı Çeşme yöresiydi.Özellikle Cenevizli tüccarlar Çeşme'nin karşısındaki Sakız adasına yerleşmişlerdi. Sakız Adası 1556'da Osmanlı'ların eline geçince Çeşme ticari üstünlüğünü; o döneme kadar yalnızca Batı Anadolu ürünlerinin satıldığı, küçük bir ticaret merkezi olan İzmir'e kaptırdı. Anadolu'nun başlıca ipek üretim merkezi olan Bursa yöresinin ipekleri eskiden Çeşme yoluyla Sakız adasına gönderilirken tüm ticaret merkezi İzmir oldu.

1850'li yıllarda Güneyi bataklık olan Alaçatı; zamanın Sadrazamının “Bataklığı kurutun!” Buyruğuyla Alaçatı'nın Güneyindeki tabii limana ulasan bir kanal açıldı. Ovalardan büyük hendeklerle drenaj sağlanarak bataklık kurutuldu. Açılan kanal daha sonraları gemilerin yanaştığı bir liman oldu. Bu çalışmaya zamanın mimari Hacı Memiş Ağa önderlik etmiş ve adalardan imar işinde çalışmak üzere Rum işçiler getirtmiş. Gelen Rum işçiler Alaçatı Limanının 1000m kuzeyinde yeni Alaçatı'yı inşa ederek yerleştiler. İşleyebilecekleri tarlaları olmadığı için, büyük toprak sahibi Türkler tarlalarını tesis edip işletmek ve bir süre sonra devretmek koşuluyla Rumlara verirdiler. Bir anlamda bu, yap-işlet-devret modelidir. İşletme sahibi Rumlar Alaçatı'da bağcılığı geliştirdiler.

Günümüzden yüzyıl önce Alaçatı'dan şarap dış ülkelere ihraç edilir. Alaçatı şarabı dünyanın kaliteli şarapları arasında yerini alır. Bu yüzden Alaçatı kiliselerinin en önemli süsleme figürleri üzüm salkımlarıdır. 1873 yılında Alaçatı'da Belediye teşkilatı kuruldu. 19. yy'dan önce Alaçatı ve çevresinde, Çeşme, Köste, Çiftlik, Ovacık vs. ile birlikte 45 bin kişi yaşamaktaydı. Bu nüfusun 40bini Rum geriye kalan 5bini Türklerdi.

Hilmi Uran 1914'te Çeşme'ye Kaymakam olarak tayin edildi. Göreve başladığından bir iki ay sonra Balkanlar'dan özellikle Yugoslavya, Makedonya, bölgelerinden ilk göçmenler gemi ile Çeşme'ye geldiler. Göçmenlerin gelişi Rumlar arasında panik yarattı, ve kısa zaman içinde bölgeyi terk ettiler. Yugoslavya'dan gelen bu göçmenler Alaçatı'da iskân ettiler. Bağcılığa yabancı olan göçmenler şarapçılığı hiç bilmezlerdi. Selanik'ten Makedonya'nın Karacaova bölgesinden ve Girit, İstanköy gibi adalardan mübadil göçmenler geldi. Alaçatı'da tütüncülüğün gelişmesini sağladılar. Tütün, kavun yetiştiriciliği ve hayvancılık 1980'li yıllara Alaçatı'yı taşıyan unsurlardır. Daha sonra tarım üretiminin yerini esnaflık, kısmen balıkçılık ve turizm almıştır.

ALAÇATI'nın Doğal Yapısı ve Termal Su

Batısında Çeşme'ye sınır Karadağ sönmüş bir yanardağ olup zengin termal kaynaklara sahiptir. Bucak merkezinin civarında, yağmur sularını taşımaya yarayan küçük dere yatakları bulunur. Alaçatı ovalarından Buca ovası üzerine kurulan Alaçatı - Kutlu Aktaş içme suyu barajı 1998 yılında hizmete girmiştir. Yörenin tarıma elverişli topraklarında özellikle zeytin, anason, soğan ve enginar üretilmektedir. Ayrıca Alaçatı Türkiye'nin tek sakız ağacı bahçesine sahiptir. Güneyinde doğal Alaçatı Limanı, devamlı esen rüzgârına rağmen dalgasız denizi ile dünyada surf yapmaya elverişli önemli merkezlerden biridir. Yöre Akdeniz ikliminin tüm özelliklerini taşımaktadır. Kışları yağışlı - ılıman, yazları sıcak ve kurak geçmektedir. Alaçatı nüfusu da mevsimine göre değişir. Kışlık nüfus 10000 iken yazları 60000–70000'i bulmaktadır.

Termal suyu değişik oranlarda minerallere sahiptir ve insan sağlığına faydalı ve tedavi edici özelliğe sahiptir.Termal su ve özel bitkilerin karışımı ile hazırlanan bitki banyoları, vitamin eksikliğine bağlı kemik, eklem ve iskelet sistemi rahatsızlıklarına çok iyi geliyor.

Konum ve Ulaşım

Kuzeyinde kumsalıyla ünlü Ilıca, güneyinde rüzgar surf’ü klüplerinin olduğu Alaçatı limanı, batısında zeytinlikler ve yeni yeni bağlarla kaplanmaya başlayan Karadağ bulunmaktadır.

Denizden 3 km. içeride yer alan Alaçatı’nın denizden yüksekliği ise 16 metre. İzmir’den 70 km. uzaklıkta olan Alaçatı’ya, 90 km. uzaklıkta olan Adnan Menderes Havaalanından da ulaşım otoyolla çok kolaydır. İstanbul’dan kendi aracıyla yola çıkanlar için Yenikapı- Bandırma feribotundan indikten sonra 340 km.lik bir yol, Balıkesir- Manisa- İzmir üzerinden sizi 4-5 saatte Alaçatı’ ya ulaştırıyor.

Alaçatı - İzmir : 70 km.
Alaçatı - Çeşme : 7 km.
Alaçatı - Ildır : 15 km.
Alaçatı - Efes : 155 km.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amerikano Kağıt Oyunu (Küt)

Bozcaadada Ne Yapılır Nerelere Gidilir Ne Yenir...

Tibet'in Gençlik Sırrı 5 Hareketi